İlginç değil mi, bir insanın ortak bir anıya bile sahip olmadığı birine kardeşim diyebilmesi…
Sadece demekle de kalmayıp onu gerçek bir kardeş görmesi, fedakârlıklardan kaçınmaması kardeşi için, yapabileceği bir şey var ise sonuna kadar yapması sevgiyle ve özlemle…
İşte Furkan’ımı böyle sevdim ben…
Kardeşim derken dilimde değildi kardeş sevgisi, içimi yakarcasına çıkıyordu sanki dışarıya, özlüyordum kardeşim derken, görmüş olmayı istiyordum belki de
Bir dakika bile olsa konuşmuş olmak istiyordum onunla…
“O bir insan, Peygamberleştirmek neden?” gibi saçmalıklar geliyordu kulağıma içimin yandığı zamanlarda…
Bu bir ablanın kardeşine olan sevgisinden fazla bir şey değildi ki oysa…
Ne peygamberleştiriyordum ben onu ne de hatasızlaştırıp kutsallaştırıyordum
Basitti aslında anlayan için
Sorgulamadan, eleştirmeden, garipsemeden anlayabilen için basitti anlamak…
KARDEŞ!
Daha nasıl izah edebilirdim ki ben sevgimi?
KARDEŞ!
Her yeni resmini görünce sicim sicim boşalan gözyaşlarımla sevdiğim bir kardeş
Telefonumun ekranına koyduğum resmine bakıp dertleştiğim bir kardeş…
Güzel bir anımda, gülerken, biraz olsun eğlenirken aklıma getirdiğim bir kardeş…
Denizi gördüğümde düşündüğüm bir kardeş…
O orada yatarken, Erciyes Dağı’na eğlenmeye gidemeyeceğim kadar sevdiğim bir kardeş…
Bir ablanın sahiplenmesiyle, benimsemesiyle, ilgisiyle, şefkatiyle, sevgisiyle sahiplendiğim kardeş…
FURKAN…
Seni eğer koyduysa Rabbim kalbime, mıhladıysa sevgini Rabbim yüreğime, vazgeçmeyeceğim seni sevmekten kardeşim…
Ve bir gün karşılaştığımızda, ablam diyerek sarılacaksın bana…
Aynı rüyamda baktığın gibi bakacaksın içleri gülen gözlerinle, sevgiyle…
“ablam” diyeceksin…
FURKAN!
İleride çocuk yetiştireceksem her an senin gibi olması için dua edeceğim güzel çocuk…
Sana benzemesi için dua edeceğim…
“Sireti de güzel sureti de” demişti ya anneciğin; işte ‘bakmaya kıyamadığım suretini nakşetsin Rabbim ona’ diye bekleyeceğim umutla…
Ahlakını Efendimiz’in ashabına benzeten Rabbim’e şükürler olsun ki bir umut verdi içimize, bir müjde oldun sen bizlere…
Ahir zamanda, sahabesine denk tutulabilecek ahlakınla yeni nesillere örnek oldun…
Musab bin Umeyr oldun gençlerin önünde, Metin Yüksel oldun, Hz.Hamza’ya giden yollarda bir nur oldun önlerini aydınlatacak…
Ölümü göze almak için yaşlanmayı beklememek gerektiğini mıhladın dimağlara adeta, hayata çakılamayacak her çiviyi bizzat söktük senin şehadetine özenip ardından gözyaşı döktüğümüz anlarda…
Yaşlılar utanır oldu dünya sevgilerinden, gençler özenir oldu imrenilecek gidişine…
Anneler, babalar şaşkına döndü senin gibi yetiştiremedikleri evlatlarına bakarak…
NOT: Devamı gelecek...
A.Serra OKUTAN
2011